Ve aradan oldukca geçmedi ablam evlendi. Ama içimde bir kıpırtı kaldı. O güzel kukusu eniştemden önce kokladım birde sikme hayali içimde büyüyor iyi mi sikerim planını hayal ediyordum. Neyse eniştem ablamı bizlere getirdi. Bir haftalığına istanbula gitti. Bir akşam annemle babam misafirlige gittiler. Ablamla çay içerken her zaman söze girmek için cesaretimi toplamaya ve delikanlı hatun benzer biçimde utanmıştım en az onun kadar. Kalkıp gitsem mi diye düşündüm bir an, sonrasında vazgeçtim, Kukumav kuşu benzer biçimde tek başıma oturamazdım evde. Bilgisayarı kapatıp geniş kanepede sessiz bir şekilde, yanyana oturduk. Neden sonra sessizliği Tolga bozdu, “Funda abla, özür dilerim. İnan bilerek yapmadım…” dedi. Tüzüne baktım. Yakışıklı, güzel yüzüne. Mavi üzerine başına çeki seviye verdikten sonrasında barakadan gittik. Sağa sola bakındık, ama ne Haydar var ortalıkta, nede bizim kadın! Cafer, “Belki aşağı ırmak kenarına indilerse burdan görünmez, siz durun ben bakıp geleyim.” dedi. Cafer gitti, ben karımla beraber barakanın önünde hem kızımızı, hemde yol yardımını bekliyoruz. Yarım zaman sonrasında yol