Gözlerimle, açık bir şekilde takılı olduğu şeyi külot gibi giymesini, sıkıştırıcı kayışlarını izledim. Şimdi önünde annemin yanında sallanan plastik alet... Onu öncesinden öğrenmeliyim, ona göre hareket etmeliyim! dedim. Tamam, evladım. Üvey annen asır kursa gitse bile biz dışarıda çalışmaya devam ederiz, annen şaşırtılır! dedim. Selin üzerimde coşkuyla zıplarken, yarağım daha fazla dayanamadı ve hala daha iç çamaşırıma boşaldı. Hızla arabayı durdurup, hadi in bakalım! dedim. Biraz daha kullanabilseydim ne olurdu? dedi. Tuvalet ihtiyacım geldi, kızım! diye haykırarak zevkten çılgına dönüyorum! Haberi yok, o pezevenğin!" diye fısıldadı. Boyununa sarıldım ve omzunu hafifçe ısırdım. "Erkeğim benim! Sikemeyenin eşini sikerler! Hadi becer beni! Güzelce domalt! Ahmet abinin eşini kocaman yarağınla domalt! Ohh! Yarrağını sok bana!" diye fısıldadım. Kocam hala telefonda anlatmaya devam ediyordu. Arada ahizeyi kapatan parmaklarımı kaldırıp, (Evet... Hayır...) şeklinde ona cevaplar veriyordum.