"O sıra sikim yine kazık gibi olmuştu ve kapalı olarak yarrağımı kalçalarına sürtmeye başladım, uyandı. Orkun, uykum var, kalk git başımdan," dedi. Ama bana ait hiç niyetim yoktu. "Hayır abla, olmaz, ne olur birazcık izin ver. Babamlar gelmeden hiç değilse biraz olsun okşayayım," dedim. Tabii ki, bana ait niyetim belliydi. Onu azdırıp hemen işe koyulacaktım. İçine girmeliyim dermişçesine bana bakıyordu. Keremde asla tepki vermeden o şekilde durup duruyordu. Sikini gizlemeyi, saklamayı en başta duşun perdelerini çekmek aklına gelmemişti. Zavallı evlat sikinin acısını bile unuttu, sular boş boş akıyordu. Ne vereceğimi bilemedim gördüğümde. Kitlenip kaldım bende. Fakat sonra içimdeki kadınlık hormonları harekete geçti. Gözümü sikinden ayırmadan de geçmedi. Şimdi de alttan aşağıdan vuruyor meret, sıkıştırıyor ama bu sefer de oldukça sızlıyor, korkuyorum tuvalete girmeye. Patlayacak hale geldim!" diye yanıt verdi. Ona, "Lavman yapmamız lazım, Hacer Teyze!" dediğimde, "O ne ki yavrum, nasıl bir şey?" dedi. Kabaca anlattığımda, "Bilmem ki, ben yapabilir miyim?" diye endişeyle baktı bana. "Yaparsın..."